ÇEYREK BOYUNCA TCMB’NIN EYLEMLERI
ÇEYREK BOYUNCA DÜZENLEYICI GELIŞMELER
ÇEYREK BOYUNCA TAKIPTEKI ALACAK SATIŞLARI
Bakanlar Kurulu’nca 27 Şubat 2017 tarihinde kararlaştırılan ve 10 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” ile Hazine Müsteşarlığı’nın Kredi Garanti Kurumu’na (KGF) verebileceği kefalet tutarı 20 milyar TL’den 250 milyar TL’ye, kaynak tutarı da 2 milyar TL’den 25 milyar TL’ye çıkartılmıştır.
10 Şubat 2017 tarihli BDDK kararı ile, Hazine desteğine haiz kefaletlerin Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliği kapsamında; Hazine müsteşarlığının doğrudan kefaleti ile aynı şekilde değerlendirilmesine karar vermiştir. BDDK kararı tarihi itibarıyla KOBİ dışı yararlanıcılar için %75, KOBİ tanımını haiz yararlanıcılarda %85 olarak belirlenmiş kefalet oranları, 2017/9969 sayılı “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” ile KOBİ dışı yararlanıcılar için %85, KOBİ tanımını haiz yararlanıcılarda %90 olarak güncellenmiştir. Bu değişiklikle beraber, SYR hesaplamaları kapsamında KGF kredilerinin Hazine kefaletini haiz kısımları %0 risk ağırlığı ile ağırlıklandırılmış ve böylece KGF kapsamındaki kullandırımların sermaye yükümlülüğü sınırlı olmuştur.
Kamu Gözetim Kurumu (“KGK”), Ocak 2017’de, TMS 39’un yerini alan TFRS 9 Finansal Araçlar Standart’ını nihai haliyle yayınlamıştır. TFRS 9, 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda, 22 Haziran 2016 tarih ve 29750 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan BDDK’nın “Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar için Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”i ile bankaların 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren TFRS 9’u uygulamaları zorunlu hale gelmiştir. Banka, Ocak 2018 itibarıyla TFRS9 uygulamalarına geçiş yapmıştır.
24 Şubat 2017 tarihli BDDK kararı ile, Bankaların TCMB nezdinde yabancı para yükümlülükleri dolayısıyla veya rezerv opsiyon mekanizması çerçevesinde altın dahil yabancı para olarak bulundurdukları zorunlu karşılık tutarlarına, aynı yönetmelik kapsamında kredi riskine esas tutar hesaplamasında TC Merkezi Yönetim YP risk ağrılığı yerine %0 risk ağırlığı uygulanabilmesine karar verilmiştir. Banka bu uygulama ile SYR kapsamında gelen olumlu etki sayesinde Ocak 2017’deki Fitch’in Türkiye’nin dış derecelendirme notunu indirmesinden dolayı gelen olumsuz etkiyi telafi etmiştir.
25 Temmuz 2017 tarihinde BDDK tarafından yayımlanan “Bankaların Likidite Karşılama Oranı Hesaplamasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile zorunlu karşılıkların dikkate alınma oranı %50'den %100'e yükseltilmiştir.
05 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Bazı Vergi Kanunları İle Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine ait kurum kazançları için vergi oranı %22 olarak uygulanacaktır. Ayrıca söz konusu kanun ile 01.01.2018 tarihinden itibaren, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri sonucu lehe alınan paralar BSMV’den istisna edilmiştir.
23 Ocak 2017 tarihli BDDK kararı ile “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” kapsamında perakende portföy toplam risk üst sınırında değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda Kurul tarafından 20 Aralık 2016 tarihinde 3.725.000 TL olarak belirlenen perakende kredi limiti, bu karar ile 4.200.000 TL olarak değiştirilmiştir.
Bank for International Settlements (BIS) tarafından yürütülmekte olan Regulatory Consistency Asssesment Programme (RCAP) kapsamında Türkiye’nin Basel düzenlemeleri ile uyum düzeyi 2015 yılının son çeyreği itibarıyla değerlendirilmiş olup, Mart 2016’da yayımlanan rapor kapsamında Türkiye, tam uyumlu olarak değerlendirilmiştir. RCAP kapsamında, Basel düzenlemeleri ile tam uyum düzeyini gözeten BDDK, yürüttüğü çalışmalar sonucunda Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik ve Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ başlıcaları olmak üzere ilgili düzenlemeleri gözden geçirerek revizyonlara gitmiştir. Bu kapsamda, konut kredileri hariç tüketici kredilerine uygulanan yüksek risk ağırlıkları (kalan vade 1-2 yıl arası ise %150, 2 yıl ve üzeri ise %200 risk ağırlığı) %75 seviyesine düşürülmüştür. Tamamı İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacakların risk ağırlığı %50’den %35’e düşürülmüştür. Kalan vadesine göre Kredi kartı alacaklarına uygulanan yüksek risk ağırlıkları yerine (1-6 ay arası: %100, 6-12 ay arası: %200, 12 ay üzeri: %250) karşı tarafın risk ağırlığının (%100 veya %75) uygulanmaya başlamıştır. Serbest karşılıklar çekirdek sermaye hesaplamasından çıkartılmış, yabancı para cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara uygulanan risk ağırlığı %0‘dan ülkenin yabancı para risk ağırlığı seviyesine yükseltilmiştir (31 Aralık itibarıyla %50)
20 Ocak 2016 tarihli açıklamada Bankaların Döngüsel Sermaye tamponu hesaplamalarını ne şekilde yapacağına ilişkin duyuru da yayımlanmıştır. Buna göre, bankaların Türkiye’deki riskleri için %0 oranında tampon hesaplaması, Basel Komitesine üye ülkelerdeki riskleri için bu ülkelerin yayımladıkları oranlardan ve herhangi bir oran yayımlamayan ülkelerdeki riskler için ise %2.5 (kademeli geçiş dikkate alınarak) üzerinden hesaplama yapması öngörülmektedir.
23 Şubat 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Sistemik Önemli Bankaların Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik ile , bankalar belirlenen değişkenlere göre 3 grupta sınıflanıyor. Bir bankanın hangi grupta olacağı bir önceki sene verileri üzerinden belirleniyor. 4 yıllık bir geçiş sürecine sahip düzenlemede (2016 – 2019 yılları arası), her yıl ilave çekirdek sermaye yükümlülüğü dörtte bir oranında artıyor. 31 Mart 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bu düzenleme kaynaklı bankalara getirilen ilave çekirdek sermaye yükümlülüğüne ilişkin bilgi aşağıdaki tabloda sunulmuştur.
27 Eylül 2016 tarihinde yayımlanan “Banka kartları ve kredi kartları hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik” ile kredi kartlarındaki genel taksit sınırlaması 9 aydan 12 aya çıkarılmıştır. Bu süre bazı hizmet sektörlerinde farklılık göstermektedir. 27 Eylül 2016 tarihinde yayımlanan “Bankaların kredi işlemlerine ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik” ile
27 Eylül 2016 tarihinde yayımlanan “Bankalarca kredilerin ve diğer alacakların niteliklerinin belirlenmesi ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik” ile 1. Gruptaki krediler için ayrılan genel karşılık oranları %1’e (Önceki oran: Konut kredileri hariç tüketici kredilerinde %4); 2. Gruptaki krediler için ayrılan genel karşılık oranları ise %2’e (Önceki oran: Konut kredileri hariç tüketici kredilerinde %8) düşürülmüştür. Vade uzatımı yapılandıran krediler için ayrılan ek genel karşılık oranları ise kaldırılmıştır.
Aynı yönetmelik,14 Aralık 2016 tarihinde yayımlanan düzenleme ile genel karşılık oranlarının 31 Aralık 2017’ye kadar daha az oranlarda uygulanabilmesine olanak sağlanmıştır. Düzenlemede ayrıca 1.grupta izlenen Ticari krediler için ayrılan azami genel karşılık oranı %1’den, %0,5’e, KOBİ kredileri %0,5’den %0’a düşürülmüştür. 2.grupta izlenen Ticari ve KOBİ krediler için ayrılan azami genel karşılık oranı %2’den, %1’e düşürülmüştür.
22 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan “Kredilerin sınıflandırılması ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik” ile bankalar 01 Ocak 2018 itibarıyla özel ve genel karşılıklarını TFRS 9 kapsamında hesaplayacaktır. TFRS 9 kapsamında hesaplama yapamayacak bankalar ise 1.grup nakdi kredileri için en az %1,5 oranında, 2.grup nakdi kredileri için ise en az %3 oranında genel karşılık ayıracaktır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 17 Temmuz 2016 tarihinde yapılan duyuru ile Türk lirası likidite sağlamak amacıyla, ihtiyaç duyulması halinde, bankalar tarafından limitsiz tutarda teminat döviz deposu getirilebilmesine imkân tanınmıştır. Ancak, TCMB nezdinde tesis edilen teminat döviz depoları için limit uygulamasına 11 Kasım 2016 tarihinden itibaren yeniden başlanmıştır ve banka limitleri 17 Temmuz 2016 öncesi limitlerin dört katı olarak uygulanacaktır. Bu doğrultuda 11 Kasım tarihinden itibaren bankaların toplam limiti 20.0 milyar ABD Doları ve 7.2 milyar Avro olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından, 2016 yılının ikinci yarısında Zorunlu Karşılık ve Rezerv Opsiyonu Mekanizmasında yapılan değişikliklerle sisteme toplam 2,3 milyar TL ve 4,1 milyar ABD Doları ilave likidite sağlanmıştır
09.08.2016 tarih 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, Türk Ticaret Kanunu’nun çek ile ilgili hükümleri ile 5941 sayılı Çek Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılarak; 31.12.2016’dan itibaren müşterilere teslim edilecek çek yapraklarının karekod, muhatap banka tarafından verilen seri numarası, çek hesabı sahibi müşterinin TC kimlik numarası veya Mersis numarasını içermesi gerektiği, ayrıca karşılıksız kalan çeklere ilişkin olarak da karşılıksız işlemine sebebiyet veren kişi hakkında her bir çekle ilgili olarak, 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunacağı düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun ile 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “teminat sözleşmeleri,” ibaresi “banka teminat mektupları dışındaki teminat sözleşmeleri,” şeklinde değiştirilmiş ve böylelikle teminat mektuplarının e- imza ile düzenlenmesine imkan sağlanmıştır.
Olağanüstü Hal kapsamında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler uyarınca, kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum ve kuruluşların her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülüklerini, uygun bir takvim dahilinde ödemeye vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkili kılınmış ve söz konusu borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlara, anılan Kanun Hükmünde Kararnamelerde belirlenen hak düşürücü süre içinde ilgili idareye başvurma ve alacaklarını talep etme hakkı tanınmıştır.
Ayrıca, olağanüstü halinde devamı süresince, sermaye şirketleri ile kooperatifler tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunulamayacağı ve bu yönde yapılan taleplerin mahkemelerce reddedileceği düzenlenmiştir.
7 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri, uyacakları usul ve esaslar, kişisel verilerin güvenliğinin sağlanması hususları düzenlenmiş ve söz konusu verilerin işlenmesi ve diğer kişi ve kurumlara aktarılması, kural olarak ilgili kişinin açık rızasının bulunması şartına bağlanmıştır. Ayrıca, kişisel verilerin kanunlara uygun olarak işlenmesini gözetmek ve gerektiğinde önlem almak, haklarının ihlal edildiğini öne sürenlerin şikayetlerini karara bağlamak ve anılan Kanun’da kendisine verilen diğer görev ve sorumlulukları yerine getirmek üzere Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun kurulması öngörülmüştür.
28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Kanun’un uygulanmasına yönelik olarak 2015 yılında yürürlüğe giren alt düzenlemeler bankalar açısından birçok yenilik getirmiştir. Bu çerçevede, 2015 yılında Bankamız uygulamalarında güncellemeler yapılarak özellikle, tüketici konumundaki müşteriler ile Bankamız arasında imzalanan kredi sözleşmelerinin koşullarını içeren sözleşme öncesi bilgi formu düzenlenmesi, müşterilere cayma hakkı tanınması, müşterilerden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türlerinin ve bunların tabi olacağı usul ve esasların belirlenmiş olması, müşterilerimize yıllık üyelik aidatı ya da benzeri isim altında ücret tahsil edilmeyen bir kredi kartı türü sunulması söz konusu olmuştur.
Öte yandan, mevduat bankalarının;
Pay ile pay endekslerine dayalı ya da paya dayalı türev araçlara ilişkin olarak işlem aracılığı faaliyeti ve pay ile paya dayalı türev araçlara ilişkin portföy aracılığı faaliyetinde bulunmasının yasaklanması hususunda, 2015 yılı boyunca Sermaye Piyasası Kurulu tarafından tamamlayıcı alt düzenlemeler yapılmaya devam edilmiştir.
Bank for International Settlements (BIS) tarafından yürütülmekte olan Regulatory Consistency Assessment Programme (RCAP) kapsamında Türkiye’nin Basel düzenlemeleri ile uyum düzeyi 2015 yılının son çeyreği itibarıyla değerlendirilmekte olup, 2016 yılı içerisinde değerlendirme sonucu olarak Türkiye’nin Basel düzenlemelerine uyum düzeyine ilişkin rapor yayımlanacaktır. RCAP öncesinde, Basel düzenlemeleri ile tam uyum düzeyini gözeten BDDK, yürüttüğü çalışmalar sonucunda Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik, Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik, Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ başlıcaları olmak üzere ilgili düzenlemeleri gözden geçirerek revizyonlara gitmiştir.
23 Ekim 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik ile Yabancı para cinsi zorunlu karşılıklara %0 yerine %50 risk ağırlığına tabi olacaktır. Düzenleme 31 Mart 2016 itibarıyla yürürlüğe girecektir.
23 Ekim 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Çekirdek sermaye altına dahil edilen muhtemel riskler için ayrılan serbest karşılık tutarı, bir özkaynak unsuru olmaktan çıkartılmıştır. Düzenleme 31 Mart 2016 itibarıyla yürürlüğe girecektir.
Ayrıca içsel derecelendirmeye dayalı (İDD) yöntem ile kredi riskine esas tutar ve ileri ölçüm yaklaşımı (İÖY) ile operasyonel riske esas tutar hesaplamak isteyen bankalar için başvuru ve validasyon süreçlerine ilişkin rehberler yayımlanmıştır. İDD ve İÖY kullanmak isteyen bankalar için 2016 yılında BDDK ile ön görüşme süreci başlayacak olup başvurular birbirinden bağımsız olarak yürütülecektir.
24 Aralık 2015 tarihli BDDK Kurul Kararı’na göre, 05.11.2013 tarihli ve 28812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sermaye Koruma ve Döngüsel Sermaye Tamponlarına İlişkin Yönetmelik kapsamında alınan 18.12.2015 tarihli ve 6602 sayılı Kurul Kararının eki “Döngüsel Sermaye Tamponu Uygulaması ile Bankalarca Yapılacak Kâr Dağıtımına İlişkin Usul ve Esaslar” çerçevesinde; 01.01.2016 tarihinden geçerli olmak üzere bankaların Türkiye pozisyonları için döngüsel tampon oranı %0 olarak uygulanacaktır.
5 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla TCMB nezdinde ABD doları cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara, küresel ve yerel finansal piyasa koşullarıyla uyumlu şekilde değişen oranda günlük olarak faiz ödenmeye başlandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bankacılık sektörünün aracılık maliyetlerinin azaltılması ve çekirdek yükümlülüklerinin desteklenmesi amacıyla, Türk lirası cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranlarında;
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 30 Mayıs 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Zorunlu Karşılıklar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Türkiye’de kurulmuş bankaların yurt dışı şubelerinin zorunlu karşılığa tabi yükümlülüklerinin kapsamı genişletilmiştir.